Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Hazret-i Mevlânâ ile Şems Hakkında

Gönderen Konu: Hazret-i Mevlânâ ile Şems Hakkında  (Okunma sayısı 2581 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı YOLCU

  • ÜST YÖNETİCİ
  • *
  • İleti: 6397
Hazret-i Mevlânâ ile Şems Hakkında
« : Nisan 15, 2010, 11:06:47 ÖÖ »
Hazret-i Mevlânâ ile Hazret-i Şems'in Buluşmaları

Mevlânâ ile Şems, bu iki kabiliyet, bu iki nur, bu iki ruh, nihayet buluştular, görüştüler. Bu tarihte Şems, altmış, Mevlânâ, otuz sekiz yaşında idi. Bu iki ilahi aşık, bir müddet yalnızca bir köşeye çekilerek kendilerini tamamiyle Hakk'a verdiler ve gönüllerine gelen ilahi ilhamlarla sohbetlere koyuldular. Sultan Veled der ki: "Ansızın Şems gelip ona ulaştı; ona maşukluk (sevilen, sevgili olmanın) hallerini anlattı, açıkladı. Böylece de sırrı yücelerden yüceye vardı. Şems, Mevlânâ'yı şaşılacak bir aleme çağırdı, öyle bir aleme ki, ne Türk gördü o alemi ne Arap." 31

Hazret-i Mevlânâ ile Şems Hakkında

Mevlânâ, Şems ile Konya'da buluştuğu zaman tamamiyle kemale ermiş bir şahsiyetti. Şems, Mevlânâ'ya ayna oldu. Mevlânâ, Şems'in aynasında gördüğü kendi eşsiz güzelliğine aşık oldu. Diğer bir ifadeyle Mevlânâ, gönlündeki Allah aşkını Şems'te yaşattı.32 Mevlânâ'nın Şems'e karşı olan sevgisi, Allah'a olan aşkının miyarıdır (ölçüsüdür). Çünkü Mevlânâ, Şems'te Allah cemalinin parlak tecellilerini görüyordu. Mevlânâ açılmak üzere bir güldü. Şems ona bir nesim oldu. Mevlânâ bir aşk şarabı idi, Şems ona bir kadeh oldu. Mevlânâ zaten büyüktü, Şems onda bir gidiş, bir neşve değişikliği yaptı. 33 Şems ile Mevlânâ üzerine söz tükenmez. Son söz olarak şöyle söyleyelim, Şems, Mevlânâ'yı ateşledi, ama karşısında öyle bir volkan tutuştu ki, alevleri içinde kendi de yandı.34

Şems-i Tebrîzi Hazretleri'nin Konya'dan Ayrılışı

Şems ile buluşan Mevlânâ, artık vaktini Şems'in sohbetine hasretmiş, Şems'in nurlarına gömülüp gitmiş, bambaşka bir aleme girmişi. Şems'in cazibesinde yana yana dönüyor, ilahi aşkla kendinden geçercesine Sema ediyordu. Bu iki ilahi dostun sohbetlerindeki mukaddes sırrı idrakten aciz olanlar, ileri geri konuşmaya başladılar. Neticede Şems, incindi ve Mevlânâ'nın yalvarmalarına rağmen, Konya'dan Şam'a gitti (14 Mart, 1246 Perşembe). 35

Hazret-i Şems'in Konya'ya Dönüşü

Şems'in ayrıldığında derin bir ızdıraba düşen Mevlânâ, manzum olarak yazdığı güzel bir mektubu, Sultan Veled'in başkanlığındaki kafileyle Şam'a, Şems'e gönderdi. Sultan Veled, kafilesiyle Şam'a vardı, Şems'i buldu ve babasının davet mektubunu, hediyelerle birlikte, saygıyla Şems'e sundu. Şems, "Muhammedi tavırlı ve ahlaklı Mevlânâ'nın arzusu kafidir. Onun sözünden ve işaretinden nasıl çıkabilir." 36 diyerek, Mevlânâ'nın davetine icabet etti ve 1247'de, Sultan Veled'in kafilesiyle, Konya'ya döndü.

Hazret-i Şems'in Kayboluşu

Şems'in Konya'ya geri gelmesine herkes sevindi. Mevlânâ da hasretin sıkıntılarından kurtuldu. Artık Şems'in şerefine ziyafetler verildi, Sema meclisleri tertip edildi. Fakat huzurla, muhabbetle, dostluk içinde geçen günler pek çok sürmedi, dedikodular ve can sıkısı durumlar yeniden başladı. Şems, o bahtsız dedikoducu topluluğun yine kinle dolduğunu, gönüllerinden sevginin uçup gittiğini, akıllarının nefislerine esir olduğunu anladı ve kendisini ortadan kaldırmaya uğraştıklarını bildi, Sultan Veled'e dedi ki: "Gördün ya azgınlıkta yine birleştiler. Doğru yolu göstermekte, bilginlikte eşi olmayan Mevlânâ'nın huzurundan beni ayırmak, uzaklaştırma, sonra da sevinmek istiyorlar. Bu sefer öylesine bir gideceğim ki, hiç kimse benim nerede olduğumu bilmeyecek. Aramaktan herkes acze düşecek, kimse benden bir nişan bile bulamayacak. Böylece bir çok yıllar geçecek de yine kimse izimin tozunu bile göremeyecek."37 İşte Sultan Veled'e böyle yakınan Şems, 1247-1248 tarihinde Konya'dan ansızın gidip kayboldu. 38 Şems'in kayboluşundan sonra Mevlânâ, herkesten onun haberini soruyordu. Kim onun hakkında aslı esası olmayan bir haber bile verse ve Şems'i falan yerde gördüm dese, bu müjde için sarığını ve hırkasını vererek şükranelerde bulunuyordu. Bir gün bir adam, Şems'i Şam'da gördüm diye haber verdi. Mevlânâ buna, tarif edilemeyecek şekilde sevindi ve o adama, üstünde nesi varsa bağışladı. Dostlarından birisi, bu adamın verdiği haber yalandır, o Şems'i görmemiştir, dediğinde Mevlânâ şu cevabı vermiştir. "Evet, onun verdiği bu yalan haber içinde üstümde neyim varsa verdim. Eğer, doğru haber verseydi, canımı verirdim." 39

Hazret-i Mevlânâ'nın, Şems-i Tebrîzi Hazretleri'ni Aramak İçin Şam'a Gidişi

Mevlânâ, Şems'i çok aradı. Onun ayrılığıyla, gönülleri yakan, sızlatan, nice şiirler söyledi. Onu aramak için iki kere Şam'a gitti. Yine Şems'i bulamadı. Bu son iki seyahatin tarihleri kesin olarak bilinmemekle beraber, büyük bir ihtimalle 1248-1250 yılları arasında olduğu söylenebilir. Sultan Veled'in ifadesiyle Mevlânâ, Şam'da suret bakımından Tebrizli Şems'i bulamadı ama, mana yönünden onu, kendisinde buldu. Ay gibi kendi varlığında beliren Şems'i, kendinde gördü ve dedi ki: "Beden bakımından ondan ayrıyım ama, bedensiz ve cansız ikimiz de bir nuruz. Ey arayan kişi! İster onu gör, ister beni. Ben O'yum O da ben." 40

Çevrimdışı sahra cold

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4439
  • Cinsiyet: Bayan
  • ........
Hazret-i Mevlânâ ile Şems Hakkında
« Yanıtla #1 : Nisan 15, 2010, 11:42:48 ÖÖ »
Ey arayan kişi! İster onu gör, ister beni. Ben O'yum O da ben.
 
Emeğine sağlık...

Çevrimdışı YOLCU

  • ÜST YÖNETİCİ
  • *
  • İleti: 6397
Hazret-i Mevlânâ ile Şems Hakkında
« Yanıtla #2 : Nisan 15, 2010, 11:59:17 ÖÖ »
 +-/*te

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek