Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Hayat Vermek İçin Ölenler/Selahattin Serçe

Gönderen Konu: Hayat Vermek İçin Ölenler/Selahattin Serçe  (Okunma sayısı 2495 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ç.Ö.Y

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 238
  • Cinsiyet: Bayan
Hayat Vermek İçin Ölenler/Selahattin Serçe
« : Haziran 03, 2010, 12:27:38 ÖÖ »
01 Haziran 2010 / 16:57
SELAHATTİN SERÇE

İsrail insani yardım taşıyan sivil gemileri vurdu.

Şaşıran var mı?

Yok.

Üstelik bunu uluslararası hukuku hiçe sayarak, açık denizde yaptı.

N’olmuş yani!

İnsanlık değerlerini, evrensel hukuku ilk kez mi çiğniyor?

Terörle kurulmuş bir devletten, başka ne beklenir ki?

İsrail, insan öldürmeye kurgulanmış, köktendinci, terörist bir devlettir.

Ve o köktendinciliğin temelinde yatan anlayış; tüm insanlığın İsrailoğullarına köle olduğu ve boyun eğmeyenlerin katledilmesi gerektiği inancıdır.

O nedenle, “İsrail yola gelir mi” tartışmaları yersiz.

Asıl sorulması gereken soru; “bölge ülkeleri doğru yolu bulur mu?

***

Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim:

Türkler, Akdeniz açıklarında şehit düşmeye başladıysa, dünyanın, özellikle de terörist İsrail ve hamilerinin, şapkalarını önlerine koyup düşünme zamanı gelmiş de geçiyor demektir.

***

Binlerce yıl önce Orta Asya’da hapsedildiği Ergenekon’dan çıkan Türk milleti, cihanşümul anlayışıyla 5 kıtaya şekil vermiş, bin yıl süreyle de İslâmın ve Müslüman halkların koruyucusu, kılıcı, kalkanı olmuştur.

Tarihin veyahut ilahi iradenin, her kavme biçtiği roller vardır.

Bize biçilen rol de insanlığın vicdanına, mazluma ve Allah’ın dinine sahip çıkmaktır.

Ve görünen o ki, yüzlerce yıl layıkıyla yerine getirdiğimiz bu rol bugün de değişmemiştir.

O nedenledir ki, geçmişte de Asya, Ortadoğu ve Avrupa coğrafyasında şehit düşen kahraman Türk evlatları, bugün de Akdeniz’de şehit düşmektedir.

Bu tek bir şeyin göstergesidir:

İkinci kez Ergenekon’dan çıkış süreci yaşayan Türk milleti, bir yandan da yeniden dünyaya nizam verecek adımlar atmaktadır.

Akdeniz şehitleri, terörist İsrail’in ölüme mahkum ettiği Gazze’ye hayat verme sevdasıyla canlarından geçmiş kahramanlardır.

Türkiye Ergenekon kıskacından çıkabildiği ölçüde, kendi içinde barış, refah ve huzuru yakalayacağı gibi, dünyanın her köşesinde de zulümlere karşı duracak, zalimlerin karşısına dikilecektir.

***

Hakkın ve adaletin gücü yerine, güçlünün adaletinin hakim olduğu; küresel organizasyonların işlevsizleştiği bir dünyada, insanlığın vicdanını temsil etmeye soyunmak, kuşkusuz riskli ama bir o kadar da hedefi 12’den vuran bir söylemdir.

Giderek küresel etkinliğini artıran ve dünya sorunlarına somut, makul çözümler geliştirebildiğini gösteren Türkiye, bu tavrından asla vazgeçmemelidir.

Bu süreçte kendisini yalnızlığa mahkum etmeye çalışacak küresel egemenlik odaklarının tuzaklarına ve her türlü riyakarlığa rağmen dünyanın doğusuyla da, batısıyla da, kuzeyiyle de, güneyiyle de kesintisiz temas ve diyalog içinde kalmaya özen göstermelidir.

Özellikle İsrail’in insanlık dışı son eyleminin ardından küresel ve bölgesel ölçekte atılabilecek adımlar kararlılıkla ve ısrarla atılmalı, İslam Konferansı Teşkilatı ve bölge ülkeleriyle geliştirilen iyi ilişkilerden hareketle ortak bir tavır belirlenmeli, tüm dünya da samimiyetle bu vicdani tavra katılmaya çağrılmalıdır.

***

Bu sürecin sağlıklı işleyebilmesi ve sonuç getirecek ölçüde etkin olabilmesi için, Ortadoğu’da başta Mısır olmak üzere, bir çok ülkede statükonun değişmesi gerekmektedir.

Türkiye’nin tavrı bölgedeki hemen hemen tüm ülkelerin halkları tarafından anlaşılmakta, beğenilmekte, benimsenmekte ve desteklenmektedir. Ancak, yönetimler düzeyinde manzara oldukça farklıdır. Çünkü bu ülkelerin bir çoğunda, soğuk savaş yıllarında, özellikle de batılı egemen güçler eliyle oluşturulmuş, bizdeki Ergenekon’a benzeyen yapılar bulunmaktadır.

Bu nedenle, Türkiye’deki Ergenekon’dan arınma sürecinin benzerleri, bölgedeki diğer İslam ülkelerinde de başarıyla hayata geçirilemezse, atılabilecek tüm adımların sonuçsuz kalma ihtimali vardır.

Özellikle son yıllarda Türkiye ve bölge ülkeleri arasında her alanda gelişen işbirliği ve istişareler süreciyle bu ülkelerde de ciddi bir dönüşüm başlamıştır.

Ancak başta terörist İsrail’in katliamlarının son bulması, daha büyük ölçekte de bölge ve giderek küresel barışın tesisi açısından bu değişimin başarıyla tamamlanması zorunludur.

***

Cesur Türk evlatlarının, Akdeniz açıklarında şehit düşmesi boşuna değildir.

İsrail de, bölge ülkeleri de, diğer dünya ülkeleri de bu gerçeği doğru okumalıdır.
« Son Düzenleme: Haziran 03, 2010, 09:37:58 ÖÖ Gönderen: lalegül »

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek