Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
Halimiz

Gönderen Konu: Halimiz  (Okunma sayısı 1532 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı durmuş göktekin

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 197
Halimiz
« : Haziran 09, 2016, 06:03:09 ÖS »
Halimiz

   Her nedense olumsuzluklara karşı bahanemiz çoktur. Olumsuzluklardan hissemize düşen bir kırıntı bile yoktur? Bir hata mı oldu, herkes etrafına bakar, hatayı yapanı arar. Kimse demez ki; bunda benim payım ne kadardır. Suçu işleyen hep dışarıda aranır. Hatta ağız birliği etmişçesine suçlar dış kaynaklıdır. Bir asra yaklaşan ömrüm içinde hep aradım durdum şu bizi bozanı, yıllar geçti bulamadım kaynatılan kazanı. Sorarım kendime: Sözünde duruyor musun, borcunu ödüyor musun, başkasının hakkına dikkat ediyor musun, gayrimeşru yaşayıştan uzak mısın, kötü alışkanlıklarla aran nasıl, İçki, kumardan ne haber, başkasının anasını ve kızını kendi anan ve kızın kabul ediyor musun? Her türlü ahlaksızlıktan uzak duruyor musun? Bunların hiçbirine yürekten evet diyemedin ve hep kendini savundun. O zaman aklın demez mi: Ey Durmuş; seni kendi nefsinden başkası aldatmamış, kandırmamış. Hiçbir yabancı dışarıdan gelip, seni bozmamış, kandırmamış, telkinde bulunmamış. Bütün iyi meziyetlerini kendin bozmuş, elinden kaçırmışsın. Ne kadar kötü sıfatlar varsa onları kendine huy edinmişsin! Kime ne söylemeye hakkın var ki?

      Allah aşkına herkes etrafına baksın! Çarşı-Pazar dolaşsın, bizi bozmaya çalışan kaç yabancı görecek? Bunun manası kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir. Bütün kötülüğü işleyen ben, yapanı arayan yine ben! Dönmediğim taraf kalmamış. Bir de kendime dönebilsem her şey düzelecek. İçimizde iyiye giden yollar, dışımızda kötüye giden yollar! Amma nefsimiz bizi sürekli kötüye yollar. Kötülükler-iyilikler hepsi içimizde. Şaşkınlıktan ararız kötülüğü dışımızda. Komşu ile aramızı hangi yabancı bozdu. Kim geldi, dedi ki kardeşinin hakkını ye! Herkesin kıbleye dönmesini istiyoruz. Bırakın herkesi, biz kendimiz dönelim kıbleye. Yüzümüz kıbleye dönmüşken, içimiz Avrupa’ya, Amerika’ya dönmesin. 

   Kendi değerlerini yaşamayan, sembollerini taşımayan, bir toplum iflah olmaz. Dilimiz, dinimiz, eğitimimiz, ekonomimiz, teknolojimiz, sosyal kurumlarımız, örf ve adetlerimiz, sanat ve sembollerimiz bize ait olmalı. Bir İngiliz’in, bir Japon’un, bir Amerika’nın, Avrupa’nın değerlerini taklit etmemeliyiz. Çünkü taklit eden devamlı taklit ettiğinin ardından gider. Bırakın biz kendi değerlerimizi yaşayalım, kimsenin ardından gitmeyelim, biz yalnız kendimiz olalım. Bu, dünya toplumları ile irtibatımızı keselim demek değildir. Dünya toplumları bizim komşularımız olarak kalsın. Dünyada hangi toplum bizim arkamızdan geliyor ki? Hangi özelliğimiz onları peşimizden sürüklüyor ki? Geçmişte ecdadımızı kurtarıcı olarak çağıranlar bugün bizi katletmeye çalışıyor.

    Maraşlı Abdurrahim Karakoç, Tercüme-i Halimiz şiirinde bizi şöyle anlatıyor, birlikte okuyalım:

   “Paylaştık zahmet çekmeden İslâmlık mirasını /ibadet etmeyiz Hakk’a almadan kirasını
Esiriz nefsin elinde, bilen yok çaresini / Namaz, oruç, hac ve kurban hep riyadır, hep riya
Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya /  Sade gösteriş içindir fakire sadakamız
Bos telaştan bir araya gelmez oldu yakamız / Ya yalandır ikramımız ya küfürdür şakamız
Sevgi, şefkat, selam, sohbet hep riyadır, hep riya / Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya
Koşarız benlik peşinde her ay, her gün, her saat / Değişmeyen hedefimiz menfaattir, menfaat
Sahtekârlık mesleğimiz, hem kolaydır, hem rahat / Saygı, hürmet, izzet, ikram hep riyadır, hep riya
Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya / Öğretmeni talebeye hayır öğüt vermiyor
Öz anası yavrusuna helal bir süt vermiyor / Gidenimiz boşa gider, gelen umut vermiyor
İlim, irfan, takdir, tenkit hep riyadır, hep riya / Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya
Dilimizde duayı gör, gözümüzde yaşa bak / Kör şeytanı kovmak için attığımız taşa bak
Cami, mescit, çeşme, köprü yaptığımız işe bak / Hep riyadır, hep riyadır, hep riyadır, hep riya /
Kıl şefaat, kurtar bizi ey Resul-ü Kibriya”

                        09. 06. 2016
                        Durmuş Göktekin   

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek