Sağlıklı aile, içerisinde hiç bir tartışmanın yaşanmadığı aile değildir. İnsanların birlikte yaşadığı bir yerde tartışma ve hatta kimi zaman çatışma kaçınılmazdır. Özellikle bu birliktelik 'yakın' ve 'uzun süreli' ise, tartışma daha da normal hâle gelir. Burada önemli olan çatışmalarda izleyeceğiniz yoldur.
Hz. Ömer'in tavsiyesi!
Hz. Ömer (ra) devrinde bir adam hanımı ile arada bir ağız kavgası edip çekişiyordu. Adam hanımına laf anlatamayınca bunalmış, halifeden yardım ve akıl istemek için Ömer (ra)'nın evine gelmişti.
Evin kapısını çalmak için yaklaştığında içeriden bir kadının yüksek sesle konuştuğunu duydu. Biraz dikkat edince, bunun Hz Ömer'in hanımı olduğunu anladı. Baktı ki Hz. Ömer de aynı durumda. Adam şaşırdı; koca halife, kendisine karşı sesini yükselten hanımını sükûnetle dinliyordu. Kapıyı hiç çalmadan hemen geri döndü.
O sırda Hz. Ömer birisinin kapıya doğru geldiğini fark etmişti. Gelen kimsenin kapıyı çalmadan geri döndüğünü görünce, hemen arkasından çıkıp adamı geri çağırdı ve ne için geldiğini, niçin geri döndüğünü sordu.
Adam: "Ya Ömer, bir derdim vardı, size akıl danışmaya gelmiştim; fakat gördüm ki siz de aynı dert içindesiniz. Onun için rahatsız etmek istemedim!" dedi. Hz. Ömer: "Derdin neydi?" diye sordu. Adam: "Hanımım, bazen bana karşı evde yüksek sesle konuşuyor, sözlerime sertçe karşılık veriyor, canımı sıkıyor. Gördüm ki bu durum sizin evde de oluyor" dedi. O zaman Hz. Ömer adamı bir kenara çekerek ona: "Bak, hanımların kocaları üzerinde pek çok hizmeti ve hakkı vardır. Bunun için kendilerine tahammül etmemiz gerekmektedir.
Onlar bizim evimizi beklerler.
Ekmek ve yemeğimizi pişirirler.
Çocuklarımızı emzirirler.
Elbise ve evimizi temizlerler.
Cinsi ihtiyacımızı gidererek biz harama düşmekten korurlar. Ben bana bu kadar hizmeti dokunan bir kadına niçin tahammül etmeyeyim" dedi.
Bunları bir halifeden dinleyen adam, biraz düşündü ve 'Benim eşim de aynı hizmetleri görüyor' dedi. O zaman Hz. Ömer: 'Kardeşim, hanımının sıkıntısına tahammül göster. Dünya hayatı çok kısadır; gelir geçer!' dedi. Allah'ın hükümlerinin çiğnenmesi hususunda demir gibi olan Hz. Ömer, aile içinde tevazulu bir davranış sergilemekteydi.
Ailemiz ahlâkımızı yansıtan bir aynadır. Herkes kendisini en iyi bu aynada görür. Ailede yapmacıklık olmaz, gizli huylar saklanmaz; içimizde ne varsa dışarıya o çıkar.
İdeal aile hayatı için neler yapılmalı?
1) Eşinizi kimsenin yanında eleştirmeyin.
2) Eleştiri yaparken rencide edici değil yapıcı olmaya çalışın.
3) Kişiliğe yönelik suçlamalardan kaçının. İletişimde 'sen' dilinden ziyade 'ben' dilini kullanın.
4) Eşinizin olumlu yönlerini takdir edin. Yapılması geren çok basit ama ailede mutluluğun temeli olan bir hareket vardır; Onay sözleri kullanmak.
-Yemekler çok güzel olmuş, eline sağlık,
-Evin her tarafı tertemiz, çok güzel,
- Bu elbiseler sana çok güzel yakışmış,
5) Eşler birbirlerine karşı empatik davranmalıdırlar.
Empati: Eşlerin birbirlerinin isteklerini, ihtiyaçlarını anlaması, eşini dinlemesi ve ona pozitif destek vermesidir. Eşler arasındaki gerçek yakınlık, içtenlik ve bütünlük empati kurabildikleri sürece ortaya çıkar. Eşler empati (duygudaşlık) kurabilmeyi becerebilirlerse koşulsuz sevgiyi ve aşkı yakalayabilirler.
Dikkat!
Aile içerisinde yaşadığınız küçük problemlerinizi biriktirmeyin. Bilindiği gibi patlamalar bir birikimin neticesinde olur. Yeri geldiğinde ifade edilmeyen küçük tepkiler bir sonraki ile birleşip tehlikeli hale gelecektir. Aile içerisinde huzur ve mutluluğu yakalamak için, eşinizle sizi karşı karşıya getirecek olan problemler henüz küçükken oturup konuşun ve onu çözmenin yollarını araştırın. Nasıl olsa kendi kendine çözülür diye düşünmeyin.
İlişkimize dikkat etmeliyiz
İlişkinize düzenli olarak bakım yapın. Biz insanların çok garip alışkanlıkları ve davranışları vardır. Araba kullanırız; kullandığımız araba bize problem çıkarmasın diye periyodik bakım yaptırırız. Aynı titiz bakımı aile içi iletişimimize vermemiz gerektiğini hep unuturuz.
Zaman zaman ilişkilerimize bakım yapmalıyız. Duygusal banka hesabımızı kabarık tutmanın yollarına bakmalıyız. Richard L. EVANS'ın güzel bir sözü var: "Her şeyin bakıma, ilgiye, izlenmeye ihtiyacı vardır, özellikle hayatımızdaki en hassas ilişkilerin. Ve evlilik de bir istisna değildir. İhmal edilen bir şey olduğu gibi kalmaz, mutlaka bozulur.
Sorunların çözümünü dışarıda (işte hobilerde, gece hayatında, alkolde, evlilik dışı ilişkilerde) aramak yerine aile içinde çözüm arayışlarına gidilmelidir.
Eşler birbirlerine karşı aşırı müdahaleci, baskıcı ve sınırlayıcı davranmamalıdır. Eşin her davranışını kontrol etmeye çalışmamalıdır. Cervantes'in "hayat bozuk para gibidir, dilediğinizce harcayabilirsiniz, ama sadece bir kez" sözünü hatırlayarak; eşlerin birbirlerinin duygularını incitmemeleri için zamanı doğru kullanmanın önemine dikkat çekmek istiyorum.
Geçim bir sanattır. Hepimizin iyi bir sanatkâr olması duasıyla...
