Utanmazlığı görüyor musunuz?
Devletin resmi kurumları, “Gençliğin ahlâkını korumak için, güvenli internete geçelim” diyor.. Toplumun temeli olan aileyi dinamitlemek isteyenlere karşı tedbirler alıp, internetteki başıbozukluğu güvenli bir ortama dönüştürmek istiyor.
Ahlâksızlar hemen ayağa kalkıyor, “Sansür geliyor” diyerek.
Oysa, sansür falan geldiği yok.
İnternette gençliği zehirleyen, “***** yayınları ile para kazananların tekerine çomak sokulmak isteniyor”, hepsi bu kadar.
Ama ahlaksızlar, ellerindeki medya gücünü kullanarak, toplumu yönlendirmeye çalışıyorlar: "Sansür geliyor. İnternet siteleri, müstehcenlik gerekçesi ile kısıtlanırken, kriterin ne olacağı belli değil. Kime göre müstehcenlik? Kadının saçlarının görünmesini günah sayan anlayışa göre mi? Kadının saçının görünmesini günah sayanlara bu iş bırakılırsa, tüm internet siteleri yasaklanacak!"
Olayları ne kadar çarpıtıyorlar, görüyor musunuz?
Ne kadar ahlaksızca yalan söylüyorlar, görüyor musunuz?
Aslında yapılmak istenen, sadece ve sadece ***** siteleri önlemek. Bunun için teknik altyapıyı hazırlamak.. Bana kalırsa, çok daha fazlasını yapmak gerekir ama.. Bugünkü devletin yapabileceği başka bir şey olmadığını da görüyorum..
Çünkü, apaçık ***** niteliğindeki yayınlar bile önlenemiyor. Önlenmek istendiğinde de, medyayı elinde tutan ahlaksızlar, hemen ayağa kalkıyorlar, "Sansür geliyor" diyerek..
Siyasi partilerdeki uzantıları da, o ahlaksızların arkasından geliyor..
Hiç düşünmüyorlar..
“Kadının saçını gösteren resimlerin olduğu sitelerin bile yasaklanabileceği” şeklinde propaganda yapıyoruz ama.. Şu an bu eleştiriyi yaptığımız televizyonlarda, bu karalamayı yaptığımız gazetelerde, kadınların bırakın saçlarını, en mahrem yerlerini gösteriyoruz, kimse bize engel olmuyor!
Hem kendileri düşünmüyorlar.. Hem de kafasını karıştırmak istedikleri halkın da bunu düşünmeyeceğini sanıyorlar..
Oysa halkın içinden duyarlı her vatandaş, kara propagandayı körükleyenleri gördüğü yerde hemen soruyor: “Kartel gazeteleri önümüzde.. Hatta yandaş sınıfına sokulan bazı gazeteler de önümüzde.. Kadınların en mahrem yerlerini, işte hiç çekinmeden çıplak olarak gösteriyorlar! Kimse onları engellemiyor!İnternette niye engellesinler ki?”
Gerçekten de, gazetelerdeki o !!!!!!!!!! fotoğraflara, kim dava açıyor?
Kim o fotoğrafları kullanan gazeteleri toplatıyor?
Var mı bir tane örnek?
“İnternete yasak geliyor” diyenlerin, “İnternetin sonuna şu kadar gün kaldı” diye toplumu kandırmaya çalışanların, bu kara propagandayı yaptıkları televizyon ekranlarında, en ahlaksızca kadın-erkek ilişkilerini sergilediklerini tüm toplum bilmiyor mu?
Onlara kimsenin karışamadığını, hepimiz bilmiyor muyuz?
Bilmiyor muyuz ki; gazetelere, televizyonlara yapılmayan engellemenin, internete yapılacağını iddia ederek, halkın kafasını karıştırıyorlar..
İnternette sansür gelebilmesi için, önce herkesin gözünün içine sokulan gazetelerde, ailece seyredilen televizyonlardaki ahlaksızlıklara bir dur denilmesi gerekmez mi?
Gazete ve televizyonlara dokunulmadığına göre, bireysel olarak kullanılan internete hiç dokunulmaz..
Ama, kara propagandayı yürütenler, sansür geleceği için değil, internetteki tamamen ***** nitelikli yayınların önleneceğinden endişe ediyorlar.
Dertleri; hükümetin sansür getirmesi değil.. Hükümetin bir şey yapamayacağını çok iyi biliyorlar.
“Sansür geliyor” palavraları ile, internetteki en rezilane yayınların sürmesini sağlamak istiyorlar..
YGS’de yaptıkları kara propaganda, yalana dayalı..
“İnternette sansür geliyor” propagandaları yalana dayalı..
Nasıl ki askerlerin darbe suçları, düne kadar sorgulanamıyordu ama.. Devran değişti, artık darbeci generaller cezaevine tıkıldı. Yarın bir savcı çıkıp, “kara propaganda”ları da soruşturmaya başlarsa, bu yalancılar hiç ahlayıp vahlamasınlar..
“Gazeteciler gözaltına alınıyor” demesinler.
Çünkü yaptıkları gazetecilik değil, resmen yalancılık..
