Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
EFENDİMİZ (S.A.V)...

Gönderen Konu: EFENDİMİZ (S.A.V)...  (Okunma sayısı 2396 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SierNacobi

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2
  • Cinsiyet: Bay
  • Varlığın dilime düştü, yokluğun ise yüreğime...
EFENDİMİZ (S.A.V)...
« : Şubat 07, 2012, 12:18:09 ÖS »
Rebuievvel ayının onikinci gecesi,
Doğdu yaratılanların en yücesi,

O Rasule Muhammed adını verdi dedesi,
Muhammed son peygamberdir yoktur artık ötesi,

Aydınlattı her tarafı kainatın güneşi,
Doğmamıştır doğmayacak, O Nebinin, dengi, eşi,

Kimse inanmazdı, Peygamber Haşimilerden çıkacak deseler,
İnkar edilemezdi artık, O’nu gösteriyordu tüm hadiseler,

Diller sensiz lâldir çıkmaz kelimesi, hecesi
Nurla geldi dünyaya, bir pazartesi gecesi,

O sabah güneşten önce, alemi kaplayan nurdu,
Bütün Alem-i Kainat, Rasule selam durdu,

Hz. Adem le başlayan nur, asıl sahibini buldu,
O Rasul ki doğar doğmaz, başını secdeye koydu.

Gökyüzünde bir yıldız var ki; doğumu müjdeleyen,
Mecusilerin ateşi sönüyor, bin yıldır sönmeyen,

O mübarek sırtında parlayan, mukaddes bir mühür,
Alemi kaplayan nurunla, söndü ateş-i küfür

Sen doğdun diye, İran Sarayında sütunlar yıkıldı,
Ne mutlu bizlere ki, Rabbim Sen’i bize rahmet kıldı,

Bu kutlu doğumla, bitti cehaletin hükmü
Seni anıp, gözyaşı dökmek bizlere yük mü?

Sultanım sensiz alınan nefesler haram, sözler yavan,
Nasip olsaydı keşke; durmak arkanda, el pençe divan,

Ömür uzar kısalır, zaman bile yaşlanır,
Sinemizde sen varken, gözlerimiz yaşlanır,

Bir sahabe olsaydım, iştirak etseydim çağrına,
Nasip olsaydı keşke, bassaydın beni de bağrına

Diyecekler ki biz niye pervane olup, O’na koşmadık,
Mecnun misali aşkla yanıp, günah tepesini aşmadık,

Yalnız Sen’sin bu alemin yaratılmasına tek neden,
Allahu Teala idi, Sen’i koruyup himaye eden

Cebrail öyle bir dağda vahiy getirdi ki, adı Hira,
İlân-ı Nübüvvete, yetişebilsem demişti Bahira

Ebu Cehil de biliyordu, Muhammed ti son peygamber,
O devirde yaşasaydıkta, olsaydık yolunda kamber,

Seni o kadar çok sevmeliyiz ki, imanımız kemâle ersin,
Ya Nebi, sen bu aleme gönderilen, en son peygambersin,

Onlar sana diyordu, Sensin Muhammed El-emin,
Nübüvvetle azaldı, acın, kederin, elemin,

Sen Hz. İbrahim’in duası, Hz. İsa’nın müjdesisin,
Adını ansa duygulanan, ümmetinin gözdesisin,

Ne yaptılar Sultanım sana, Ebu Cehil, Ebu Lehep
Oysaki ,Sen yılmadan hak ve hakikati anlattın hep,

Meleklerin bile bakmaya kıyamadığı yüzüne, taşlar mı atıldı taifte,
Hangi ümmetinin gözleri dolmaz, hatırlasa bu olayı tarihte,

Doğar doğmaz dile gelerek, “Ümmetim, Ümmetim” diyen Rasulüm,
Taifte kalkan olsaydıkta, bize çarpsaydı taşlardaki zulüm

Dedi ki; “Gökte Hak, yeryüzünde halk, Sen’i hayırla ansın”,
Adın anınca yanmazsa bu yürek, nar ateşlerde yansın

O bize yol gösteren, klavuzumuz, her şeyimiz,
O bizim nur yüzlü, en son peygamberimiz…

(Sier Nacobi)

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek