Çinicilik sözcüğü halk arasında hem sırlı duvar kaplamaları hem de kap -kacak türünden ev eşyalarını tanımlamıştır. Diğer taraftan bilimsel yayınlarda ise, zamanla bu tanımlama değişmiş; kase, tabak, vazo gibi kap-kacak türünden eşyalara seramik, duvar kaplamalarına ise çini adı verilmeye başlanmıştır.
Osmanlı döneminde kap kacak formlar için ”evani”, duvar kaplamaları için de “kaşi” terimi kullanılmaktaydı. Farsça’da Çin’e ait demek olan, daha sonraları yerleşen çini sözcüğü ise Osmanlı Sarayı’nın 15.yy. Çin porselenlerine olan hayranlığından kaynaklanır.
Çini bir ateş oyunudur, renklere ve kaliteye ateşle hakim olursunuz, en ufak bir ihmal sonunda fırından kötü bir netice çıkar. Mamul dolu fırın her açılışında ustasına yeni heyecanlar yaşatır. Bu yüzden büyük üstatların dahi ürettikleri eserler başka başkadır.
Selçuklu ve Osmanlı devrinde çini dekoru mimarinin temel unsurları arasına girerek abidevi bir sanata yükselmiştir. Mimari eserlerden çini dekoru çıkarılacak olursa, bunların çok şey kaybedeceği ve fakir bir manzara göstereceği şüphesizdir.
Dekoratif ya da işlevsel olarak kullanılan çini-seramikler geleneksel sanatlarımız arasında sırlarla dolu yerini koruyarak muhteşem kompozisyonlarıyla yaşama sevinci aşılamaktadır.
https://www.ismekkurs.com/boyaci-cini-islemeci-kursu