Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Trying to access array offset on value of type null in /home/tsstfrm/public_html/Sources/Load.php on line 2074

Notice: Undefined index: googletagged in /home/tsstfrm/public_html/Sources/GoogleTagged-Integrate.php on line 35
110. “Kim Kötülük İşler Veya Kendine Yazık Eder de..."

Gönderen Konu: 110. “Kim Kötülük İşler Veya Kendine Yazık Eder de..."  (Okunma sayısı 4112 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gözyaşi

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 14
  • (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız sen
110. “Kim Kötülük İşler Veya Kendine Yazık Eder de..."
« : Aralık 02, 2010, 11:07:11 ÖÖ »
110. “Kim kötülük işler veya kendine yazık eder de sonra Allah'­tan bağışlanma dilerse, Allah'ı merhamet sahibi olarak bulur.”

 

         Kim bir kötülük işler de, kim bir başkasına kötülük yapar veya şirkten başka bir günah işler, yahut kendi kendine zulmeder, yâni şirke düşerek kendi kendisine zulmederse. Arkadaşlar insanın kendi nefsine zulmetmesi, kendi kendisine zulmetmesi demek insanın ken­disini Allah’a kulluk ortamının dışına çıkarması, Allah’ın istemediği bir hareket tarzının içine girmesi, Allah’ın kendisini görmek istemediği bir atmosferde bulunması demektir. Allah’ın kendisi için çizdiği yaşam bi­çiminin dışında nefsinin hevâ ve hevesleri istikâmetinde bir hayat ya­şaması demektir. Allah’ın kitabını bırakarak, Resûlünün örnek kullu­ğunu terk ederek bir kişinin kendi istek ve arzuları peşinde bir hayata yönelmesi onun hayrına değildir. Bir insanın hayrı onun yaratıcısının belirlediği hayatın içinde olmasıdır.

 

Eğer bir insan hayatını, zamanını, imkânlarını, fırsatlarını, elini, ayağını, gözünü, kulağını, aklını, fikrini, kalbini, düşüncesini, iradesini, seçimini yaratıcısının emrine teslim eder, kendisi adına yaratıcısının seçimini seçim kabul ederse işte bu onun hayrınadır. Ama tüm bunları Allah’ın emrine değil de kendi aklının, düşüncesinin emrine teslim ederse işte bu da onun için hayır değil, kazanç değil kayıptır.

 

Evet Allah’a teslim olmayarak, Allah’ın belirlediği bir hayata yönelmeyerek, günah işleyerek, kendi kendisine zulmeden, kendi kendisini cehen­nem yolunda tutan, kendi kendisini ateşe götüren, kendi kendisine yazık eden, kendi kendisini boşa harcayan, ama sonra da aklını ba­şına alarak bu yaptığından vazgeçerek Allah’tan mağfiret dilerse, ba­ğışlanmasını dilerse Allah’ın kendisine Ğafûr ve Rahîm olduğunu gö­recektir. Allah böyle günahlarından dönen kulunu affedecektir. Arka­daşlar, gerçekten biz kullarına Rabbimizin en büyük lütfu-dur bu.

 

Çünkü insan yaratılış gereği, fıtrat gereği günah işleyebilme özelliğindedir. Öyle yaratılmıştır. İnsan melek gibi tamamen günah işleme özelliğinden uzak bir varlık değildir. İşte bizi böyle yaratan, bi­zim fıtratımızı herkesten daha iyi bilen yaratıcımız bize din gönderir­ken bi-zim bu fıtratımızı göz ardı etmiyor. Bizim fıtratımıza uygun bir din, bir hayat programı gönderiyor. Bizim günah işleyebileceğimizi bi­lerek günahtan kurtulma yollarını da bize gösteriyor.

 

Öyleyse asla unutmayalım ki Rabbimiz bizi böyle sürekli bir günah psikozu altında ezilmekten kurtarıyor, bize arınma yollarını, tevbe ve dönüş yollarını da gösteriyor.

 

Şu anda herkesin günahtan kurtulma yolları açıktır. Eğer kul olarak biz bizi zarara götürecek, bizi cehenneme götürecek bir hare-kette bulmuşsak hemen arkasından tevbe eder, Rabbimize döner, bu yaptığımızdan pişman olur ve bir daha yapmamak üzere yalvarır yakarırsak, Rabbimizin bağışlamasına teslim olursak, kesinlikle bile­lim ki Allah bizi affedecektir. Bu sadece Müslümanlar için değil top yekun insanlık için bir lütuftur. İnsanlar, işledikleri günahlar ne olursa olsun, ne kadar olursa olsun eğer ondan vazgeçip bir daha o günah­lara dönmemek üzere Allah’a yönelirlerse Allah’ı Ğafûr ve Rahîm bu­lacak-lardır. Ama kesinlikle Allah’ın Ğafûr ve Rahîm oluşu da sizi al­datma-sın. Çünkü 
   devam edecek inşş nisa suresi 110
« Son Düzenleme: Aralık 03, 2010, 02:33:31 ÖS Gönderen: sahra cold »

Çevrimdışı sahra cold

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 4439
  • Cinsiyet: Bayan
  • ........
110. “Kim Kötülük İşler Veya Kendine Yazık Eder de..."
« Yanıtla #1 : Aralık 02, 2010, 11:26:27 ÖÖ »
Kovulmus seytanin serrinde sana siginiyorum Rabbim...Allah razi olsun abi.

Çevrimdışı gözyaşi

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 14
  • (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız sen
110. “Kim Kötülük İşler Veya Kendine Yazık Eder de..."
« Yanıtla #2 : Aralık 02, 2010, 11:42:13 ÖÖ »
okuyan gozlerıne  sağlık inş huzur bulursun okuduklarından

Çevrimdışı gözyaşi

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 14
  • (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız sen
110. “Kim Kötülük İşler Veya Kendine Yazık Eder de..."
« Yanıtla #3 : Aralık 03, 2010, 10:03:35 ÖÖ »
111. “Kim günah işlerse bunu ancak kendi aleyhine yapmış olur. Allah bilendir, Hakîm'dir.”

 

         Kim bir kötülük yaparsa, kim bir günah işlerse ancak kendi aley­hine işlemiştir. İşlediğinin cezasını çekecek, sonucuna katlanacak olan kendisidir. Kötülük işleyen kişi kendi kendisine yazık etmektedir. Kendi kendisini ateşe atmaktadır. Allah herkesin ne işlediğini, ne niyet taşıdığını, yaptıklarına karşılık kendisine nasıl bir ceza vereceğini çok iyi bilendir. Allah hikmet sahibidir, yaptığı her işi bir hikmetle yapandır ve işlediklerinden ötürü günahkârları cezalandırması da Rabbi-mizin hikmeti gereğidir.

         112. “Kim yanılır veya suç işler de sonra onu bir suçsuzun üze­rine atarsa, şüphesiz iftira etmiş, apaçık bir günah yüklenmiş olur.”

 

         Kim bir hata (Küçük günah) ya da büyük bir günah işler de, sonra da işlediği bu suçu suçsuz, temiz bir kimsenin üzerine atarsa muhakkak ki ona büyük bir iftira etmiş ve apaçık bir vebal, bir günah yüklenmiş olur. Gerek yapmadığı bir günahla başkalarını suçlamak şeklinde, gerekse kendi işlediği bir suçu, bir günahı başkalarının üze­rine atmak şeklinde olsun gerçekten bu büyük bir iftiradır. Adam ken­disi bir suç işliyor, bir hırsızlık yapıyor, sonra da kendisini temize çıka­rabilmek için adâletten, doğruluktan uzaklaşıyor ve onu suçsuz birisi­nin üzerine atıyor. Bu gerçekten çok kötü bir şeydir. Toplumda işlenen bir suçun suçsuz birisinin üzerine atılması, suçlunun suçsuz, suçsu­zun da suçlu makamında görülmesi toplum içinde tüm dengeleri alt üst edip, toplumu büyük bir kargaşaya sürükler.

 

Halbuki bir Müslümanın böyle bir yola tevessül etmesi onun için en büyük bir kayıptır. Çünkü bir Müslüman kendi aleyhine bile olsa, babasının, anasının, yakın akrabalarının, kavminin, kabilesinin zararına bile çıksa verdiği hükümlerinde doğruluktan, haktan, adâlet­ten ayrılmaması gerekmektedir. Önceki âyetlerde demeye çalışmış­tım, bir Müslüman karşısındaki bir yahudi bile olsa, bir hıristiyan, bir dinsiz, bir ateist bile olsa vereceği hükmünde haktan ayrılmaması ge­rekiyor.

 

Ama bakın ki Müslüman olduğunu, Allah ve Resûlüne itaat et­tiğini söyleyen bir adam ve onun kavmi işlediği hırsızlık suçunu o suçla ilgisi olmayan suçsuz bir yahudi’nin üzerine atarak, ırkçılık zih­niye-tiyle peygambere yanlış beyanlarda bulunarak peygamberi ya­nıltma ve suçsuz birisinin suçluluğuna hükmetmesine sebep olmaya çalı-şıyorlardı.

 

        devam edecek inş nisa suresı
« Son Düzenleme: Aralık 03, 2010, 02:31:18 ÖS Gönderen: sahra cold »

 

Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek